27 Eylül 2013 Cuma

KUMRULARIN DÜNYASI

Latif 22 Eylül günü, dönemeyecek bir meçhule kanat açmıştı.

Yalnız kalan ve kısa mesafeleri uçabilecek, kardeşi Rahmet, fazla duramadı. 23 Eylül sabahı, benimle vedalaşarak, aşağıdaki Ceviz ağacına uçuverdi. Yukarıdan, nerede olduğunu görmem mümkün değildi, aşağıya inip bakayım dedim. Güneş kavuşalı bir haylı olmuş, ışığından eser kalmamıştı. Akşam karanlığı nerede ise tamamen çökmek üzere.. Uçtuğu ceviz ağacının yanına gittim.. Rahmet 2, 2,5 mt yükseklikteki dalın üstünde duruyor, annesi de yanıbaşında. Bütün endişelerim ve korkularım gidiverdi. Annesinin himayesinde idi artık.. Belki bir daha göremem diye, hemen kamerayı açtım, resimlerini çektim.. 

Güneş ışığının olmadığı bir zamanda çektiğim  pozdan işte bu görüntü çıktı.. :))   Gördüğüm ve bildiğim Rahmet ve annesi Kısmet, benim gördüğüm halde değillerdi..?

Ertesi günü ve daha sonraki günlerde Rahmet görünmedi.. Anne Kumru ve baba Kumru, koyduğum yemi yemek için Salı, 24 Eylül günü ve sonraki günlerde, yuvalarına yavrusuz geldiler.. Karşı çatının damında da hep onsuz idiler.. Yükseklere uçarken de.. 

Yuvaya gelişleri, damda beraber güneşlenmeleri, onları göreceğim şekilde uçmaları, birbirlerini sevgi ile öpmeleri.. Bana  "üzülme, hayat devam ediyor, bak biz yiyoruz, güneşleniyoruz, uçuyoruz, birbirimizi seviyor ve öpüyoruz, yas tutmuyoruz, aç kalmıyoruz, üzüntü içinde değiliz, sen sakın üzülme, diyorlardı adeta.. 

"Seninle güzel günler geçirdik, Sen bizi de  onları da çok sevdin, biz de. yavrularımız da seni çok sevdik, yavrularımız yanında çok mutlu oldular..  O güzel günleri düşün.. o güzelliği içinde muhafaza et.." diyorlardı adeta..

Sevgili Rahmetim ve Latifim..! Bizim ölümümüzde, baki olan ruhumuz sonsuzluğa yol alıyor, sizin de ruhunuz öyle.. bedeninize ne olmuş olursa olsun.. İkinizin de sevgisi ve varlığı, benimle beraber kalbimde  devam edecektir..

KUMRULARIN DÜNYASI


Rahmetin son resmi..
Kardeşi Latif daha uçmayı bilmeden,zamansız kanatlarını açınca, rüzgarın kuvveti ile 4. kattan, saksıdan  savrulup gitti.. Aramalar sonuç vermedi.. Rahmet artık yalnızdı.. 
18.09.2013

23 Eylül 2013 Pazartesi

BİRİ SEVMEK.. BİRİNİ SEVMEK..


Kişiyi anlamadan  sevmek, seven kalbin güzelliğindendir.. 

Anlayarak sevmek ise, hem kalbin güzelliği hem de arifliğin güzelliğidir..




Olup bitenlere ağlayan ve gözyaşını silen, boynu bükük, saksımızda filizlenen güzel  Lalem.. Göz yaşın çok, çoook değerlidir..

RİFAİ TACI ŞERİFİ





2010-2011  klasik tezhib
Lale;  ALLAH cc  temsilen
Karanfil; Hz Ali yi temsilen
Güller; Hz Muhummed Mustafa (s.a.v)

KUMRU YUVASININ ARDINDAN..



KUMRU YUVASININ ARDINDAN..

Her gün yeni bir gündür.. Her an yeniliklerle doludur, her bir an, bir önceki andan farklıdır.. 

Bugün ve dünkü anlarda, bizim yaşayarak şahid olduğumuz üç farklı hadise..

Dün, Pazar günü, öğleden sonra Latif yuvadan uçuverdi.. Yuvalarında, biber saksısında onları sevmemden coştular.. Bana maharetlerini göstermeye başladılar.. Rahmet, ki daha palazlanmış, daha büyümüş ve kanatları, kuyruğu uçmaya nerede ise çok hazır, saksının pervazına çıktı, yerden yükseldi ve kanatlarını coşku ile çırpmaya başladı.. Daha önce de bunu denemişti, ama akıllı, biliyordu henüz tamamen gitmeye hazır olmadığını, bulundu yerde, yuvasında onu yapıyordu..

Rahmet ne yaparsa, Latif de onu hemen yapmaya çalışırdı.. Bu sefer de aynısı oldu. Yüzleri pencereye dönük, önce Rahmet yükseldi, kanatlarını heyecanla açıp çırptı, o esnada Latif de yanına gitti ve ilk kez saksının dış pervazına çıkıp aynısını yapmaya başladı.. Rahmet zevkli ve heyecanlı denemesini yaptıktan sonra, uçup pencerenin mermerine kondu.. Ama minik ve henüz ne kanadı, ne kuyruğu hazır olmayan Latif, yükseldi kanatlarını çırptı ama yerine konamadı, geri gelemedi, rüzgarın da etkisi ile apartmanın ön cephesine doğru, sağa savruldu..

Rahmeti içeri alırken, onun nereye konduğunu, tam hangi yöne savrulduğunu takip edemedim.. Uzaklara konmuş ya da düşmüş olması zayıf ihtimaldi..Hemen aşağıya indim, aradım, taradım, bulamadım.. Bakmadığım yer ve ağaç kalmadı, ama Latiften iz yoktu.. Başına iyiliklerin gelmesini diledim.. Allahın onu korumasını diledim, çaresizlik ve hüzünle..

Bu sabah da Rahmet.. Bir bana bakıp sevinçle titrerken, öte yanda, sabahın seherinde canlanmış bütün bitki ve kuşların seslerine kulak kabarttı, gözleri ile uçan karga ve serçeleri takip etti. Annesi (ya da babası ..?) sabahın ilk ışıkları ile gelmişti, son bir kez yuvasında onu beslemişti ve yavrusunu yine yuvasında bırakıp gitmişti.. Ama uzaklara değil, karşı evin damına konarak yavrusu takibe almış bir yandan da onunla konuşuyordu..

Ha bu ara, dün de Latiften bir iki saat sonra, bir baktım Rahmet yuvada yok..! Çevreyi hızlı bir göz taraması ile, aşağıya ceviz ağacının dalına konmuş olduğunu gördüm.. O dalda uzun süre kımıldamadı, ilk denemesinin heyecanı ile dala yapışmış duruyordu.. Sesimi ve beni tanıdığından, gözleri bende, daha emin, daha bir güvenle duruyor dalda.. Biraz kuvvetli esen rüzgar onu sağa sola, aşağıya - yukarıya savuruyor, ama o kararlı, dalda duracak..

Sonra yandaki çam ağacına geçti.. uzun süre orada da kaldı.. Başına bir hal gelmesin diye balkondan takibe aldım. Siyah bir kedi, kocaman.. ağaca çıktı, ağaç da bayağı yüksek aslında, kedinin ona ulaşmasına bir metreden az kaldı.. Balkondaki saksıda küçük taşlar vardı, bir tanesini attım, gitmedi, ikincisinde tam isabetle, neye uğradığını şaşırdı.. uzaklaştırabildım.. Çareler aramaya başladım.. evde birbirine bağlanıp, uzun bir sopa olacak ne varsa birbirine ekleyerek, bağladım ve 4. kattan aşağıya 2. kattaki komşuma gittim, oradan çama ulaşmam daha yakındı.. Bir kaç denemede başarılı olamayınca, "ne olacaksa olur, engellemem mümkün değil" dedim kendime ve eve döndüm.. Artık takibi de bıraktım. İşlerime daldım.. Ama dayanamadım, bakayım dedim.. ve.. yerinde yok..! Tekrar kendime, "sen elinden geleni yaptın, Rahmet kendi dünyasında artık.." dedim. Ama içim, her ikisi için de biraz hüzünlü. Birbirimize çok alışmıştık. Güzel bir alış verişimiz olmuştu..

Biraz sonra telefonun çalışı ile irkildim.. Hayırdır enşeAllah, dedim kendime.. Komşumdu arayan.. Ben gidince, Rahmet beni göremeyince, balkon yerine, daha yakın ve yuvasına benzeyen komşumun penceresine konmuş, camı tıklamaya başlamış, orada olduğunu komşuma haber vermiş, duyurmuş.. Heyecan ve sevinçle indim, beni görünce yine sevinçle titredi, elime kondu.. Arkama döndüm, bir de ne göreyim Anne, ya da Baba Çamın dalında bizi seyrediyor.. Meğerse bu uçuş taliminin bir parçası imiş, ama bizim Rahmet bir gece daha emanetçisiyle geçirmeyi tercih etmiş..:))

Eve sevinçli döndük, onu yuvaya bırakmayı göze alamadım, dışarıdaki bir işimi halletmek için çıktım. Geceyi, kardeşinin yokluğunu hissetmemesi ve üzülmemesi için güzel geçirmesine daha bir özen gösterdim, yanıbaşımdan hiç ayrılmadı.. Hatta seyyar yuvası haline getirdiğim, içi örtülü bir tabağı ile, her gece olduğu gibi, yastığımın yanıbaşına koyarak, sol elimle de onu sararak, öyle uyuduk.. Gece bir kaç kez uyandığımda, Rahmetin daha da avucumun içine sokulduğunu, bir yandan da gagası ile parmaklarıma hafif, hafif dokunduğunu gördüm..

Yavrularla geçen birbirinden güzel 4-5 gece..

Ve işte, bu sabah da Rahmet, karşı evin damında ona seslenen annesinin sözünü dinlemeden önce, gözlerini gözlerimden ayırmadan, uzun uzun baktı.. yaklaştığımda yaprak gibi titredi.. Saksının bir sağına bir soluna gidip geldi.. Dışarıdan gelen kuş cıvıltıları, neşeli ötüşler, annenin sesi.. Benimle vedalaşıp uçtu.. Bu sefer konuşunu bulamadım, göremedim..

Ne dersiniz, ziyaretime gelir mi, annesi ve babası gelir mi..?

Onlar geleceğin anne ve babaları, kendi dünyalarına döndüler.. Bizi de inşeAllah unutmazlar, hatırlarlar..
Ömürleri uzun,neşeli ve mutlu geçsin.. Mutlulukla nice yavrulara..

21 Eylül 2013 Cumartesi

KIRLANGICIN DİLE GELEN SEVGİSİ



Bütün varlıklar insanın sevgisini beklemekte, sevgisine hasret.. Ah insan.. aaahhh



İşte SEVGİNİN DELİLİ.. 
Kırlangıcın sözleri..Seni sevyoyorum.. canım Zümrütcüm.. Canım benim.. Seni sevyoyorum..

ZAHRİYE-ŞEMSE




Tarama - klasik tezhib (2013)

16 Eylül 2013 Pazartesi

AYETUL KURSİ





Hat : Nesih - Temmuz 2013

ALLAH - MUHAMMED





Hat: Celi divani- Kuveytli Hattat Fatma hn a ait.
 Klasik tezhib ise bu seneki ( 2013) çalışmamız. 

İhlas ve Felak Sureleri


HİLYE-İ ŞERİF



 Sülüs ve Nesih - 2012
(Klasik tezhib)

La ilahe illa AŞK





 Sülüs ve Nesih - 2012

Rashid Mishari'den Ala Suresi



Muhteşem yorumu ile kalplere dokunan Rashid Mishari..

İSTİF: AHMED, MUHAMMED, MUSTAFA





Celi Sülüs - 2011
(sahibini bulmuş durumda)

15 Eylül 2013 Pazar

EDEB YAHUU..!






CELİ SÜLÜS - 2013

(Sahibini bulmuş durumda)

ALLAH ..





2012 - SÜLÜS
(Sahibini bulmuş durumda)

VAV..




2011
(Sahibini bulmuş durumda)

Meded ALİ..!




Celi Sülüs : 2011
(Sahibi rahmetli ağbeyim Ali)

EL HAFİDZU - ALLAHIN KORUYAN, HIFZEDEN ESMASI



CELİ  SÜLÜS- İlk tasarımım..

Ya Şeyh Ken'an..!


YA ŞEYH KEN'AN

Celi Sülüs : 2012 - 2. tasarımım
(Sahibini bulmuş durumda)


Hafız Mishari Rashidin Rusyada, Rusça ve Arapça:  Ya Rahman Ya Rahman .. Muhteşem yorumları ile..

Bismillahirrahmannirrahim..


 

Yazdığım ikinci Sülüs Besmele 
(Sahibini bulmuş durumda)



Bismillahirramannirrahim..

Yazdığım  üçüncü  Besmele.. 
Müselsil; aralıksız Besmele..
Tezhib: Altın tahrirli, Renkli Halkar..  


Besmelenin tasarımı  Hattat Ahmed Şemseddin Karahisârî; ye aittir.
 (D. 1468, Afyonkarahisar -  1556, İstanbul) 

Her işin başı ; Bismillahrrahmannirrahim..

9 Eylül 2013 Pazartesi

ELİF..







Sülüs (2011)
(Sahibini bulmuş durumda)

Kur'an'ı Kerim Besmele ile başlar.. Her bir sure Besmele ile başlar.. Hz Mevlana, Kur'anın hakikatini anlatan Mesnevi Şerifini, 'Bişnev' (Dinle) ile başlatmıştır.. Besmelenin "B" si  ile başlatarak..  

Bütün harfler, "B" dahil  Eliften meydana geldiğine göre, ben de Elif ile başlamak istedim..

Elif ki, Allahın tekliğini ifade etmektedir. Bütün harflerin başıdır.. Bütün harfler ise ona muhtaçtır, o ise hiç birine  muhtaç değildir.


(İbn Arabi-harflerin ilmi s. 129)

Ey Elifin zatı! Sen münezzehsin!
Acaba senin için alemler içinde bir varlık, bir mahal varmı?

O dedi: Hayır! iltifatımdan başka bir şeyim yok!
Çünkü ben ebedileştirme harfiyim, "ezel"i içeririm

Aynı zamanda ben zayıf seçkin bir kulum
Ben, sultanı aziz ve celil olanım.



İbn Arabiye göre, Elif herhangi bir harf degildir. Elifin makamı "Cem" makamıdır.
Elifin isimleri vardır. Onun ismi Allah"tır.
Elifin sıfatları vardır, onun sıfatı "kayyumiyyet"tir.

Elif'in fiil isimleri de vardır: 
El-mübdi, El-bais, El-vasi, El-hafiz, El-khalik, El-bari, El-musavvir, El-vehhab, Er-rezzak, El-fettah, El-Basit, El-muizz, El-muid, Er-rafi, El-muhyi, El-vali, El-cami, El-mugni, En-nafi.

Elif'in zat isimleri de vardır:
Allah, Er-rab, Ez-zahir, El-vahid, El-evvel, El-ahir, Es-samed, El-gani, Er-rakib, El-mubin, El-Hakk.

Elif harfinin lafzi harfleri, Hemze, Lam ve Fa'dır. Aynı şekilde onun basit harfleri de vardır: Za, Mim, He, Fa, Lam ve Hemze. Bütün mertebelerin hepsi ona aittir. onun zuhuru, altıncı mertebededir. onun sultanının zuhuru bitkilerdedir, Bu mertebede onun kardeşleri He ve Lam'dır. Harfler aleminin toplamı ve bütün mertebeleri ona aittir. O, onlarda değildir, fakat onların dışında da değildir, şöyle ki: O hem dairenin merkezidir hem de çemberidir. hem alemlerin terkibidir hem de alemlerin çözümüdür.